Dijital inovasyon, yaratıcılık ve tasarım konularında Türkiye’nin en popüler bağımsız internet platformlarından Bigumigu’nun kurucularından Yalçın Pembecioğlu’na dijital dünyayı ve markaları bekleyen gelişmeleri sordum, Bir Bilen Yalçın Pembecioğlu yanıtladı.
1. Dijital dünyadaki baş döndüren gelişmeler sadece iş dünyası değil, sosyal hayatımızda da bir çok ezberi bozdu ve bozmaya da devam ediyor. Dijital dünyaya ilgin ne zaman başladı? Seni bu dünyanın içine sürükleyen dönüm noktası ne oldu?
1980’lerde basit elektronik oyuncaklarla (Nintendo Game&Watch gibi) başladı ilgim. Commodore 64’te önce oyun oynayarak, sonra metin tabanlı oyun kurguları yazarak ilerledi. İnterneti hayal bile edemediğim lise yıllarımda diskete kaydettiğim bir günlüğüm vardı. Dönüm noktası monochrome ekranlı diz üstü bilgisayarımla yapmayı akıl edip başardıklarım da olabilir, ilk defa internete bağlandığım 1996 yılı da olabilir.
2. Bigumigu nedir? Nasıl oluştu? Gelecekte Bigumigu’yu gördüğünüz yer neresi?
Bigumigu reklam, tasarım ve teknoloji odaklı bir ilham blogudur. 2005’te Aygül Öndeş’le hayal edip kurduğumuz bir topluluk bloguydu. 2011’de danışmanlık odaklı bir şirkete, 2013-2014 yıllarında da şimdiki konumuna, niş içerikli dikey hedef kitleli bir medyaya dönüştü. Gelecekte yaratıcı sektörlerde çalışan ya da bu alanlara ilgi duyan herkesin ilham almaya devam ettiği bir platform olarak hayatını sürdüreceğini düşünüyorum.
3. Günümüzde insanlar artık ciddi konsatrasyon sorunu yaşıyor, uzun süreli olarak bir konu veya durum içerisinde olmaktan sıkılıyor. Sizce gelecek 10 yılda bloglar nasıl bir evrim içerisinde olacaklar? Aynı ilgi ile takip edilecekler mi?
Belirli bir konuda önemli bir alanı sahiplenen ve düzenli olarak güncellenen tutarlı bloglar her zaman varlıklarını sürdürebilirler.
4. Markaları gelecekte bekleyen en ciddi tehlike sizce nedir? Büyük markaların yönetim ekipleri sosyal medyanın, dijital platformların önemini gerçek anlamda içselleştiriyorlar mı? Yoksa konuya sadece bir çeşit mecra gözüyle mi bakıyorlar?
Marka ve şirketlerin önümüzdeki dönemde karşılaşacağı ana zorluk belirsizlik. Net kuralların, tanımlı hedeflerin üst üste 2 yıl bile çalışmadığı, her şeyin yılda birkaç kere hallaç pamuğu gibi atıldığı bir yer dijital dünya. Sabit sistemler kurmak yerine sürekli esneyebilen, kendini yeniden tanımlayabilen akışkan yapılar kurabilen marka ve şirketler daha sağlıklı devam edebilecekler hayatlarına.
5. Sence Türkiye dijital uygulamalarda hangi konularda dünyanın önünde ilerliyor? Gelişime açık yönleri neler? Hangi konularda yoğunlaşılmalı?
Facebook büyüme yıllarındayken Türkiye hep en hızlı büyüyen ve nüfus/üye oranı en yüksek ülkelerden birisiydi. Bugün de TikTok içinde çok güçlü bir Türkiye varlığı görüyoruz. Bazen çok yeni platformlara halkın adaptasyonu tahmin edilenin çok üzerinde bir hızla gerçekleşebiliyor. Bunun bir avantaj olduğunu düşünüyorum.
6. En büyük Fuck-up’ınız nedir? Bu durum yeni bir fırsatın oluşmasını tetikledi mi?
2007’de işten atıldım. 3 ay iş aradım, sonunda çok sevdiğim insanlarla çalıştığım ve hayatımın sonrasını planlayabildiğim harika bir iş buldum.
7. Yalçın Pembecioğlu kişisel markasına ne tür yatırımlar yapıyor? Dijital mecralarda izlediği özel bir strateji var mı?
Terzinin kendi söküğüyle ilişkisi gibi bir durumda görüyorum kendimi. Instagram’da yaptığım konuşmalardan fotoğraflar paylaşmayı bile çok geç akıl etmiş biriyim. Yine de benim gibi eğitim veren, konuşma yapan birinin düzenli şekilde görünür olması işi için faydalı olabiliyor. Ben çok güçlü bir stratejiye bağlı değilim. İçimden gelmiyorsa sosyal medyada sessiz kalabiliyorum.
Yorum Yap