Dijital Dönüşümde Kurumları Bekleyen Tehdit ve Fırsatlar Neler? Bir Bilen Murat Erdör Yanıtladı.

Dijital Dönüşümde Kurumları Bekleyen Tehdit ve Fırsatlar Neler? Bir Bilen Murat Erdör Yanıtladı.

Bu defa son dönemlerin anahtar terimlerinden “Dijital Dönüşüm”ü ele almak istedim. Peki nedir bu Dijital Dönüşüm? Hızla gelişen teknolojiler ve evrilen toplumsal ihtiyaçlar, kurumların daha etkin, daha verimli hizmet verebilmesi ve müşteri memnuniyeti sağlaması hedefiyle insan, prosesler ve teknoloji bileşenlerinde yaşanan değişime Dijital dönüşüm adı veriliyor. Peki “Türkiye Dijital dönüşümün neresinde? Kurumları bu konuda bekleyen tehdit ve fırsatlar neler? Tüm bunlara ilişkin daha detaylı bilgi almak için konusunda deneyimli bir isme sordum; Finans, hizmet, enerji ve dijital sektörlerde yerli ve yabancı birçok şirkette 20 seneye yakın çalıştıktan sonra “Me Consultancy” adlı firmasını kuran, Bir bilen Murat Erdör yanıtladı.

 

Dijital dünyadaki baş döndüren gelişmeler sadece iş dünyası değil, sosyal hayatımızda da birçok ezberi bozdu ve bozmaya da devam ediyor. Dijital dünyaya ilgin ne zaman başladı? Seni bu dünyanın içine sürükleyen dönüm noktası ne oldu?

Ben yazı yazmayı, kendimi bu şekilde ifade etmeyi çok sevdiğimden satış, pazarlama, müşteri memnuniyeti gibi konularda blog yazmaya başladım. Önceleri biraz kendimi denedim, yazabilecek miyim, gereken disiplini gösterebilecek miyim, daha da önemlisi güncel olarak yazı yazabilecek miyim? Bir süre sonra yazı yazmak hoşuma gidince bunları daha fazla insan okusun diye sosyal medya kanallarından yaymaya başladım, sene kaç derseniz 2007 – 2008 sanırım. O dönemde eğitimler vermeye başladım ve bloglarımın okunmasında çok katkısı olan sosyal medyayı eğitimlerin tanıtımında da kullanmak için bütün mecraları detaylı şekilde öğrenmeye başladım. Eğitimler inanılmaz derecede duyulmaya başlayınca bir sürü farklı eğitim kurumunda eğitimler vermeye başladım ve o an sosyal medyanın gücüne inandım ve bir şekilde dijital dünyaya adım atmış oldum. Bu ilgim ve alakam benim kurumsal olarak dijital dünyaya da adım atmama sebep oldu ve 2012 senesinde Emarsys’de çalışmaya başladım.

Dijital dönüşüm denildiğinde zihnininde canlanan ilk olgu nedir ? Kurumlar dijital dönüşüme başlarken nasıl bir yol haritası çizmeliler?

Günümüzde fiziksel ile dijital deneyimleri harmanlayarak tüketiciye en doğru yoldan ve ölçümlenebilir şekilde ulaşılmasını sağlayan uygulamalar, birçok alanda hizmet vermeye başlayan makineler ve yazılımlar, diğer bir deyişle yapay zeka, cihazların cisim tanıma özelliği kullanılarak, sanal nesnelerin gerçek görüntülerin üzerine bindirilmesi olarak tanımlayabileceğimiz artırılmış gerçeklik, yapay zeka formlarının hayatlarımıza girmesi şeklinde tanımlayabileceğimiz chatbotslar gibi birçok unsurun oluşturduğu ve hem özel hem de iş hayatımızı doğrudan etkileyen bu evreni dijital dönüşüm olarak tanımlıyoruz. Dijital dönüşüm sadece teknolojik değişimler anlamına gelmiyor, aynı zamanda her alanda yenilikçi olabilmek anlamına geliyor.

Şirketler, dönüşümün getireceği değişimlere hazır olduklarını düşündükleri anda buna girişmeli ve üst yönetimin %100 desteğini almalıdır. Dijital dönüşüme başlarken öncelikle dijital stratejiler belirlenmeli, buna uygun teknolojik altyapı oluşturulmalı, gereken bölümlerde iş yapış şekilleri sadeleştirilmeli ve güvenlik ile ilgili maksimum düzeyde önlemler alınmalıdır. En baştan başlamak gerekirse, iş hayatında tam bir dijital dönüşüm yaşanabilmesi için şirketlerin bu duruma hazırlıklı olmaları gerekiyor. Dijital dönüşüm yalnızca teknolojik değişimlerin gerekliliğini ifade etmez. Her alanda yenilikçi davranabilme ve düşünebilme yeteneği de ister. Dijital dönüşüme ayak uydurmak isteyen şirketler öncelikle teknolojik altyapılarını oluşturmalı ve belirlenen dijital stratejiler ile kararlılıkla ilerlemeliler. Eşzamanlı teknoloji takibi ile daha fazla verim alabilmek de mümkün. Geleceğin iş hayatına ayak uydurmanın temeli bu aslında. Ek olarak, dijital dönüşüm ile çalışan profili de farklılıklar gösteriyor ve gösterecek. Birçok teknolojik yeniliğin yardımı ile aynı anda birden fazla işe odaklanıp hızlıca sonuç alan kişiler iş dünyasında çoğalacak. Dijital dönüşüm sürecinde başarılı biri olabilmek için teknolojiye adaptasyon sorunu yaşamayan, yenilikleri yakından takip eden ve popüler iş yazılımlarını kullanabilen kişiler kendilerini gösterebilecek.

Dijital dönüşüm adına her gün yepyeni gelişmeler oluyor. Türkiye bu değişime ne kadar ayak uyduruyor?

Dünya dijital uygulamalara ve platformlara doğru inanılmaz bir hızla evriliyor. Büyük bir değişimden ve yenilenmeden söz ediyoruz. Bu değişim, istesek de istemesek de Türkiye’yi de içine alıyor ve burada faaliyet gösteren şirketler dijital dönüşüm özelinde çeşitli adımlar atmaya başladılar. İş dünyasındaki insan kaynakları olmak üzere birçok departmanda yazılımlar ya da büyük yatırımlar yapılarak satın alınan programlara daha sık rastlıyoruz artık. Yeterli olmasa da, birçok sektördeki şirket insan kaynakları, pazarlama, satış ve yönetim alanında sahip oldukları dijital altyapılarını daha sağlıklı hale getirerek, çalışma süreçlerini buna göre organize etmeye başladılar. “İstenilen noktada mıyız?” sorusu en çok gelen sorulardan biri durumunda. Dijital dönüşüm anlamında kötü durumda olmadığımızı söyleyebiliriz ancak atmamız gereken birçok önemli adım bulunuyor. Geleceğin iş dünyasında ve müşteri paradigmasında yer bulmak adına, bu atılımların hız kazanması ve dijital dönüşümün yönetim süreçlerinin bir parçası haline gelmesi önem ve gereklilik arz ediyor.

Birçok kurumsal firma dijital dönüşüme ciddi yatırımlar yapıyor peki KOBİ’ler için aynı şey geçerli mi? KOBİ’leri bekleyen fırsat ve tehditler neler?

Dijital dönüşüm sosyal ve kişisel hayatımızı etkilediği gibi iş hayatını da büyük oranda etkileyecek. Bu dönüşümden küçüklü, büyüklü tüm sektörler etkilenecek. Özellikle ülkemizde işletmelerin  yaklaşık yüzde 99.77’sini oluşturan KOBİ’leri etkisi altına alacak olan bu değişim, KOBİ’lerin tercihi değil zorunluluğu olacak. Gelişen dünyada bu değişime herkes ayak uyduracak ve bu değişimin gerisinde kalmak şirketler için olumsuz sonuçlar doğurmakta gecikmeyecek. Bu bağlamda KOBİ’ler de, geleceğin getirdiği yenilikleri takip ederek, dijital dönüşüme uygun stratejiler belirleyerek ve dijital altyapılar daha sağlıklı hale getirerek büyüyebilecek.

Ayrıca tüketici paradigmasının değişimine de değinmemiz gerekiyor. Artık teknolojiye adaptasyon sorunu yaşamayan, yenilikleri yakından takip eden, markaya odaklanıp hızlıca sonuç bekleyen kişiler çoğalıyor. Bu noktada müşteri memnuniyeti de yeni bir boyut kazandı diyebiliriz. Bu kavramları artık birbirinden ayıramıyoruz. Artık müşteri memnuniyetini sağlamak eskisinden daha zor ve dijital dönüşüme uyumlu adımlar atılmadığı ve süreçler müşteri memnuniyetine odaklı iyileştirilmediği sürece KOBİ’lerin de işi giderek zorlaşacak.

Murat Erdör kişisel markasına dijitalde nasıl yatırımlar yapıyor? Beklentisi nedir?

Dijital ortamda gereksiz gerginlik yaratacak içeriklerinden ve negatif paylaşımlardan kaçınıyorum. Bence yaptığım en büyük yatırım bu olsa gerek, herkese de tavsiye ederim. İşin diğer kısmına gelirsek, ben içerik pazarlaması, online eğitim, online etkinlik ve düzenli içerik paylaşımı konusuna yatırım yapıyorum. Hem kendi web sayfam olan muraterdor.com sitesinden hem de girişimcilik, kariyer, pazarlama, perakende gibi konuları işleyen 7-8 farklı siteden yazı ve haberler paylaşıyorum. Faydalı Sohbetler adında etkinlik sayfam Faydalı Eğitimler adında da online eğitim sayfalarım var. Bu sene bunları geliştirmek, Ready for change adındaki abonelik modeli projeme başlamak, Podcast ve Youtube ile alakalı çalışmalarıma hız vermek istiyorum.  Kişisel pazarlama, kariyer planlama ve dijitalin olduğu üçlü ile alakalı birçok projeyi hayata sokmak ve başarılı sonuçlar elde etmek istiyorum. Umarım bu verdiğimemeklerin karşılığını da almaya başlayacağım.

Dijital pazarlama alanında ülkemizin gelişime açık yönleri neler? Biz Türkiye’de bu alanda neleri Dünya’daki örneklerden daha iyi yapıyoruz?

Dijital pazarlama alanında birçok sektörde olduğu üzere yolun başında olduğumuzu söyleyebiliriz. Dijital pazarlama dünyası ve çalışmalar yalnızca bir merkezden, İstanbul’dan yönetiliyor, ülke geneline yayılmış bir dijital pazarlama bilinci maalesef henüz yok. Ayrıca dijital pazarlama, offline pazarlamaya rakip algısı yaratıldı. Maalesef her iki olgu da birbirini tamamlayan olgular. Günümüzde birini diğerinden ayırt etmek tamamen gereksiz bir enerji ve bütçe israfı. Doğru olan, dijital pazarlamayı iletişimin argümanları arasında görerek, bu önemli gücü gerekli anda, doğru hedef kitleye ve doğru araçlarla sunmak.

Biz Türkiye’de bu alanda neleri Dünya’daki örneklerden daha iyi yapıyoruz sorunuza gelince bence gelişmeye açık bir toplumuz, her yeniliğe hızlıca adapte olup diğer ülkelerden çok daha hızlı anlayıp yorumlayabiliyoruz. Sosyal medya kullanımında çoğu ülkeye göre iyiyiz, belki kullanım amaçları farklı ama gene de dijital ile alakalı konularda etkileşimimiz fazla diye düşünüyorum. Genç nüfusun fazla olması, bu konulara eğilimin artması gibi şeylere daha fazla öğrenme isteğini de katabilirsek bu konuda çok daha iyi olacağımızı düşünüyorum.