Kriz kavramı; Yunanca ” ayrılmak” ” karar almak” anlamlarına gelen ” krisis” sözcüğünden gelmektedir. Kurumlar açısından kriz; kurumun itibarına karşı tehdit oluşturan, finansal çizgiyi düşüren, iş verimliliğini azaltan, aniden ortaya çıkıp panik ve stres yaratan durumdur. Krizin çıkışında bazen doğal afetler gibi çevresel faktörler etkili olurken, bazen de kurumdan kaynaklı nedenler etkili olabilmektedir. İtibar, kurumun paydaşları tarafından nasıl algılandığını ifade eden soyut bir kavramdır. İtibar kurumun uzun soluklu çalışmaları sonucunda elde edilmektedir. Kurumun şeffaflığı, ürün ve hizmet kalitesi, müşteri memnuniyeti, sosyal sorumluluk projeleri, çalışanlara verilen değer ve kurumun vizyonu itibarın oluşmasında önemli rol oynayan çalışmalardır. Cam kristal bir vazo çok değerlidir, fakat kırıldığında bir değeri kalmaz. İtibar da tıpkı kristal vazo gibi çok değerlidir, kırıldığı zaman değerini kaybedecektir. İçinde büyük riskleri besleyen krizler, kapıyı çalmadan geldiğinde panik içinde ” Eyvah kriz” derken kurumun itibarı unutulmamalı ve stratejik eylemler gerçekleştirilmelidir.
Kriz dönemlerinde itibarın korunması için,
- Aceleci davranışlar yerine sistemli ve analitik stratejiler geliştirilmeli, bu doğrultuda krizi düzeltici eylemler gerçekleştirilmelidir.
- Medyaya doğru, tutarlı ve tek sesli bilgiler aktarılmalı.
- Kurumun hatasından dolayı bir kriz yaşanıyorsa, kurum hatasını kabul etmeli ve derhal telafi etmelidir.
- Çalışanların motivasyonunu düşürecek ve kuruma bağlılıklarını yok edecek dedikodu ve spekülasyonları önlemek adına; çalışanlar düzenlenen toplantılarda bilgilendirilmeli ve motive edilmelidir.
- Paydaşlara durumdan haberdar edilmeli ve destekleri istenmelidir.
- Sosyal medyada her şey hızla yayılabilmektedir, bu nedenle sosyal medya hesapları olabildiğince etkili ve bilgilendirici bir şekilde kullanılmalıdır.
Leave a Comment