Eskiden bir elektrik süpürgesi almaya karar verdiğimizde, ilk önce arkadaşlarımıza, komşularımıza sorardık. “Sen hangi markayı kullanıyorsun, memnun musun süpürgenden” diyerek sorular soruları kovalardı. Ya da girerdik bir beyaz eşya mağazasına tek tek her ürünü inceler, özelliklerini sorar, kıyaslardık. Peki, şimdi yapmıyor muyuz bunları tabii ki yapıyoruz. Fakat bunları yaptığımız mecra değişti. Hepsi için uğradığımız tek bir adres var: Dijital Dünya
Artık yeni bir ürün almaya karar verdiğimizde ilk işimiz arama motoruna aradığımız ürünün ismini yazmak oluyor. Önceden ürünler arasında karşılaştırmayı mağazaya gidip yaparken şimdilerde web siteleri siz ekranın başındayken tüm sorularımızın cevabını önümüze getiriyor. Yok, ben gene bir kullanıcı önerisi alacağım dediğimizde de, bu sefer sosyal medyadaki hesaplarımızdan tüm arkadaş listemize siz hangisini kullanıyorsunuz, memnun musunuz aldığınız üründen diye soruyoruz. Bu sefer komşumuza değil de arkadaş listemize sormuş oluyoruz. Tek fark artık hepsinin online yani çevrimiçi halinde yapılıyor olması.
Bu değişimin farkında olan markalar ise çevrimiçi pazarlamasına diğer bir adıyla içerik pazarlamasına oldukça önem veriyorlar, çünkü artık hepimiz çevrimiçiyiz. Elinde telefonu, masasında notebook pc’si olmayan neredeyse yok gibi. Ürün sipariş etmenin yanı sıra, bu yaz tatile nereye gitsek sorusundan, bugün hava nasıl olacağa kadar her sorduğumuz sorunun cevabını artık arama motorlarına yazdığımız an karşımıza geliyor.
İşte bu karşımıza çıkan adreslerin arasından sıyrılıp sizin markanızın web adresine potansiyel müşterilerinizi çekmeniz için ürettiğiniz çevrimiçi içeriklere – blog yazıları, videolar, fotoğraflar, kılavuzlar, e-kitapçıklar, podcastler, webinerler ve web siteleri- önem vermeniz gerekiyor. Buna dikkat ettiğiniz takdirde kazandıklarınıza siz bile inanamayacaksınız. Üretilen doğru bir içerik;
- Potansiyel müşterilerinizi size çeker.
- Müşterilerinize satın almayı düşündüğü ürününüzle ilgili farklı araçlarla bilgi verme olanağı sağlar.
- Sağladığı interaktif ortamlarda soru ve sorunlara anında cevap verme fırsatı sunar ve bu da müşterilerinizin kendilerini özel hissetmesine yardımcı olur.
- Sektör içerisinde güvenirliğinizi ve itibarınızı tescillendirir.
- Markanızın/ürününüzün hikâyesini anlatma şansını size verir.
- Sosyal medya kanallarında müşterilerinizin paylaşımıyla gün geçtikçe duyulmaya başlar ve bu da ani satın almaları tetikler.
Böylesine güzel olanaklar sunan içerik pazarlamasını markanız/ürününüz için uygulamak için hala geç değil. Önemli olan doğru stratejilerle bu fırsattan yararlanmak. Peki doğru içeriği nasıl üretebiliriz diye sorarsanız da o da bir sonraki yazımızın konusu olsun o zaman. 🙂
Görsel kaynak; http://www.adweek.com/socialtimes/wp-content/uploads/sites/2/2015/02/content-is-king.jpg
Yorum Yap