Content Marketing : İçeriğin Gücü

Content Marketing : İçeriğin Gücü

Content marketing kavramı 2011 yılında Joe Pulizzi tarafından hayatımıza kazandırılmıştır. Markaların bir süredir sıkça başvurduğu fakat pek de becermeyi başaramadıklarını düşündüğüm bir pazarlama modeli olan content marketing ciddi bir ekonomik değere ulaşmış durumda.

Dinazor marketing yöneticileri tarafından sanki yeni bir kuyruklu yıldız keşfedilmiş gibi dillendirilse de, webmasterlar uzun süredir bu işi kısmi olarak yapıyordu. Pek çok marka dijitalde içerik üretirken biz mükemmeliz, en iyisi biziz tonunda içerikler ürettiği için content marketingin özünü kavrayamıyor. Contentin temelinde yatan, hedef kitlenin ihtiyaç duyduğu bilgiyi ve yayılımı sağlayacak etkiyi barındırması. Bu noktada contentin stratejisini ve  hedef kitleyi doğru şekilde tanımlayıp hedef kitlenin ilgileri ve ihtiyaçları doğrultusunda içerikler üreterek onları bilgilendirmek, bir şeyler hatırlatmak ya da eğlendirmek  üzerine kurulu olmalıdır. Burdaki içerikler salt tanıtım odaklı metinler yerine daha nesnel bir dille yazılırsa içerik amacına daha iyi hizmet edecektir. Tüketiciler günlerinin büyük kısmını mesaj bombardımanından kaçarak yeni bir bilgi bulmaya, bir şeyleri hatırlamaya ya da günün stresini atarak biraz eğlenmeye geliyorken, pazarlama kavramını halk önünde değersizleştiren kapı satıcıları gibi, kapı kapı dolaşıp zorla bir şeyler satmaya çalışmaya gerek yok. Hazırladığınız contentleri marka blogunuzdan, sayfanızdan ya da profilinizden yayınladığınız için zaten tüketicinin zihninde onu paylaşan/üreten olarak yer edineceksiniz. Sosyal medya kanalları, arama motorları, forumlar ve bloglar aracılığıyla içeriğiniz kullanıcılar arasında paylaşılmaya başlandığında ise beklediğiniz viral etki ortaya çıkmış olacak. Viral etkiyi güçlendirmek için bir takım SEO çalışmaları ve reklam çalışmaları yürüterek içeriğinizi daha fazla destekleyebilir ve marka görünürlüğünüzü arttırabilirsiniz. Özellikle hizmet ettiğiniz sektördeki bazı keywordleri hedefleyip bu keywordlerde içerik üretmeye başladığınızda rakiplerinizden bir adım daha öne geçmiş olacaksınız. Çünkü dijital dünyada yer alan pek çok sitenin ziyaretçi kaynağının temelinde arama motorları yer alıyor. Yani ne kadar üst sıralardaysanız içeriğinizi o kadar çok kişi görüyor ve tıklıyor. Tıklayan kullanıcı birde içeriğiniz ile tatmin oluyorsa sizde contentte kralsınız! Ama genel olarak sorun tam da burada başlıyor; kalitesiz ve özgün olmayan içeriklerle tüketicinin karşısına çıktığınızda sizi hemen terk ediyor.

Bugün pek çok marka content marketing olayını elini yüzüne bulaştırdığı için yaratıcı diğer mecralardan sponsorlu içerikler satın alarak content sunmaya çalışıyor. Onedio, Line.do, Scorp, Vine, NedirTV vb. bir çok platformda yönetici ve fenemonlerle işbirliği yaparak kendi içeriklerini üretmeye çalışan markalara daha sık rastlar olduk.

Bir marka yöneticisi/reklamcı veya pazarlama yöneticisine sahipseniz bu işe ufak bir microblog aracılığıyla sektörel içerikler üreterek başlayabilir ve bunları sosyal medya kanallarını kullanarak da destekleyebilirsiniz. Unutmayın, biz müthiş bir markayız demeden, tüketicinin duymak ve görmek isteyeceği özgün içerikler üreterek başlayın! Ufak bir püf nokta olarak, okumaktan çok göz atmayı seven bir millet olduğumuzu da göz ardı etmeyin 🙂