2015’de tarayıcılar üzerindeki Adblock eklentileri ve sektöre etkileri özellikle Amerika ve Avrupa’nın gündeminde yer bulmuştu. 2016’da bu servisler artık tarayıcıların içinden çıktı ve daha geniş kitlelere ulaşabilecek teknolojilere entegre edilmeye başlandı.
Aylardır Amerika ve Avrupa’da gündemde olan ve gittikçe yayılan Adblock servisleri artık ülkemizde de konuşulmaya başlandı. Özellikle bazı telefon üreticilerinin default tarayıcılarına adblock hizmetlerini entegre etmesi ile potansiyel kullanıcı sayısı bir hayli yükselmiş durumda. Son olarak mobil oparatör Three’nin öncelikle İngiltere ve İtalya’daki operasyonlarında sonrada bütün Avrupa ülkelerinde adblock servisini kullanıcılarının telefonlarına ek bir yazılım yüklemek yerine kendi hücresel ağına entegre ediyor. Bu süreçte adblocking hizmeti veren şirketlerden olan Shine Technologies ile anlaşan Three, bu anlaşmayı duyurduğu açıklamasında mobil reklamcılığı bitirme gibi bir istekleri olmadığını, kullanıcılarına daha fazla kontrol ve seçim hakkı tanımak olduğunu belirtmiş. Three CMO’su Tom Malleschitz bu açıklamaya ek olarak “Alakasız ve fazla gösterilen mobil reklamlar tüketiciyi rahatsız ediyor ve deneyimlerini etkiliyor. Mobil reklamların neden olduğu veri kullanımının maliyetini kullanıcıların ödememesi gerektiğine inanıyoruz.” dedi ve endüstrinin kullanıcıların istediği ve faydanalabileceği mobil reklam modelleri üzerinde çalışması gerektiğini belirtti.
Bu anlaşmanın neleri ve kimleri etkileyeceği, açacağı kapılar, 8.8 milyon abone ile İngiltere’nin en küçük operatör markası Three’ye katkısı ya da zararı gibi konuşulabilecek pek çok konu bulunuyor. Ama ben bunları pas geçip 2016’nın neden “Year of Adblocking” olacağını ya da olması gerektiğinden bahsedeceğim.
Yukarıda yazıma giriş yaparken artık ülkemizde de ad blocking konusunda konuşmaların başladığını ve dikkatlerin bu yöne doğru çekildiğini söylemiştim. Bazı internet siteleri adblock eklentisi kullanan kullanıcılarına özel hazırladıkları pop up mesajlar ile gelir kaynaklarının reklamlar olduğunu ve bu eklentileri kullandıkları zaman emeklerinin karşılığını alamadıklarını anlatıyorlar. Bence burada mecraların emeğinden çok kullanıcı deneyimine verdikleri öncelik önemli. Biri sizin internet sitenize ve ya blogunuza giriyorsa sizin içeriğiniz için giriyor. O içeriği tüketen insanların deneyimlerinden ve o deneyimin bıraktığı duygulardan siz sorumlusunuz. Deneyimlerini iyileştirmek sizin göreviniz. Burada banner/pop up tarzındaki display reklamlardan bahsediyorum. İçeriğin önüne geçen ve deneyimi yerle bir eden reklamlar. Dijital ve mobil reklamcılık artık bu modellere bağımlı değil. Markalı ve sponsorlu içerikler var. İnsanların deneyimlerini bölmeden o deneyimin bir parçası olma imkanı var. Dünyada da, ülkemizde de adblock yazılımları kullanan reklamcıları kendi bindiği dalı kesmekle itham eden reklamcılar var. Bu insanlar kendilerinin de birer tüketici olduklarını unutmuş gözüküyorlar. Adblock yazılımları aslında sektör için bir fırsat olarak görülmesi gereken araçlar. Avrupa’da bir reklam ajansı metin yazarı ilanını bu yazılımları kullanarak vermişti. Sektör kendini geliştirmesi gerektiğinin bilincinde hareket etmeli ve günümüzdeki teknolojilerden faydalanarak 90’lardan kalma bir model yerine geliştirdiği farklı reklam modelleri arayışında olmalı.
Leave a Comment