Word Of Mouth Marketing ve Sosyal Medya

Word Of Mouth Marketing ve Sosyal Medya

Sosyal medya yazı dizisinde bahsettiğim konulardan biri sayfanız üzerinden vermek istediğiniz mesajın sizin kontrolünüzde olduğuydu. Bunun yayılımı, reklam verseniz bile sizin kontrolünüz dışında gerçekleşir. Marka olarak pozisyonunuzu aldıktan sonra hamlenizi yaparsınız ve bir zincirleme reaksiyon oluşturursunuz. Bu reaksiyon tamamen etki-tepki prensibine göre uzar ve büyür ya da kısa ve etkisiz kalır.

Yabancı içerik sitelerinde gördüğüm bir örneği sizinle paylaşmak istiyorum. Amerikalı Campbell’s, konserve çorbasının reklamı yaklaşık 3 ay önce yayınlandı ve büyük ilgi gördü. Olumlu ve olumsuz tepkiler aldı.

Reklamda hem eşcinsel evliliğin yasallaşması gündemi yakalanmış hem de Star Wars hayranları için çıkarılmış bir ürünün tanıtımı yapılıyor. Kült filmin akla kazınan “I am your father” repliği üzerinden espirili bir senaryo hazırlanmış. Tabi reklamın 2 tane “baba” içermesi kaçınılmaz olarak bazı kesimlerin tepkisini çekti. Markanın bunu öngörememesi imkansıza yakın bir durumken, duruşunu ortaya koyup bu reklamı desteklemesi ve yayınlaması başlıbaşına bir mesaj olmakla beraber, gelen tepkilere verdiği cevaplarla da sosyal medya gündeminde yer yer ön plana çıkıyor.

SMcevap-1

Yukarıda görülen gönderi markanın Facebook sayfasına gönderilmiş. Sayfada yer alan “Ziyaretçi Gönderileri” sekmesinde herkes tarafından görülebiliyor. Markanın, kişinin tepkisine karşı aldığı tavır sosyal medya üzerinde büyük taktir topladı. Bu screenshot birçok içerik sitesi ve sosyal medya üzerindeki hesaplar tarafından paylaşılıyor. Bu gönderinin tarihine ulaşamadım ama sayfada kasım ortasına kadar gittiğim halde bu konu ile ilgili sadece yukarıdaki screenshot ile birlikte markayı tebrik eden gönderilere rastladım. Bunun dışında Facebook’ta yayın yapan ve kendi siteleri de olan bazı global içerik paylaşım sayfaları da bu gönderiyi kullanıcılarıyla paylaştı. Son 1-2 gündür aşağıdaki örnek tweeti atan hesaplara benzer yüksek takipçili hesaplar da paylaşımda bulunuyor. Bu belki yayılımın yavaş olmasından belki de markanın “sponsorlu” olarak bu paylaşımı desteklemesinden kaynaklanıyor olabilir. Fakat yüksek takipçili hesapları yöneten kişiler, takipçilerinin ilgisini çekebilecek ve bunun gibi reklamın ötesine geçen içerikleri markadan bağımsız ve bütçe talep etmeden paylaşabiliyorlar.

Sonuç olarak, markanın bu cevabı en az 1.5 ay, en çok ise 3 ay önce verdiği düşünülürse, sosyal medya pazarlaması konusunda içeriklerin rolünün bu gibi olayların gölgesinde kaldığını, viral olsun diye yapılan içeriklerin bu etkinin yanından geçemeyeceğini görebiliriz. Bu doğrultuda markaların sadece sosyal medyada değil, genel anlamda pazarlama stratejilerini belirlerken güvenli liman olarak gördükleri hamleleri öncelikleri arasından çıkarıp biraz risk almaya başlamaları gerçeği ortaya çıkıyor. Dünyada veya Türkiye’de ilk defa hata yapan ya da ilk kez özür dileyen marka olmayacakları gibi sonuncusu da olmayacaklar.