Neyi, neden yapıyoruz? Bu dünyaya gelme amacımız ne? Mutsuz insanlara baktığımızda genelde bu sorulara cevap veremediklerini görürüz. Bir amaca bağlanmayan ruh huzursuz olur. Neslimizin en büyük sorunlarından birinin de yaşamak için amaç bulamama olduğunu düşünüyorum.
Zor yaşam koşullarında olan ancak bir amacı olanlar, zenginlik içinde yaşayıp amaçsız nefes alanlardan daha mutlu olabiliyor. Yaşamak için bir amaç bulmak çok mu zor? Kesinlikle çok zor! Babam öğretmendi ve bize tekrar dünyaya gelse yine öğretmen olmak isteyeceğini söylerdi. Onun genç nesli bilgilendirmek, eğitmek, sağduyu kazandırmak gibi bir amacı vardı. Her sabah sıcak yatağını bırakma gücünü kutsal amacında buluyordu. Öyle ya, devlet ve milletin iyi eğitim almış, iyi ruhlu gençlere ihtiyacı vardı. Amacı sadece iyi bir öğretmen olmak olsaydı bu kadar çaba göstermesine gerek kalmazdı çünkü her başı sıkışan öğrencinin babama koşmasını bununla açıklayamayız. Bu sebeple onun yaşam amacı iyi nesiller yetiştirmekti. Babamı kaybedeli 12 yıl oldu, yine öğrencilerini düşünüp onların hayatlarını bir trafik kazasından kurtarmak için kendini feda etti. 12 yıl olmasına rağmen unutulmadığını gelen mesaj ve telefonlardan anlayabiliyoruz, onun kutsal amacı sayesinde geçen yıllar hafızalarda daha çok yer etmesini sağlıyor. Yetiştirdiği nesiller onun anlattıklarını yaşadıkça akıllarına Hamit Hoca geliyor ki bu adamın 12 yıldır konuşamadığını unutmayalım. Peki konumuza gelelim; markaların amacı var mı ya da olmalı mı?
Markalar bu dünyada neden varlar veya yaşama amaçları nedir? Bunu sorduğumuzda çoğu marka, sektörünün en iyisi olmanın amaçları olduğunu belirtiyor. Yazımın başlarında babamın amacının sadece “iyi öğretmen” olmak olmadığını söylemiştim. Bu yaşamak için (hem markalar için hem insanlar için) yeterli bir amaç değildir! Öyle ya hem markalar hem de insanlar işlerinin en iyisi olamayabilirler, dolayısıyla varoluş amacını “en iyi olmak” üzerine kuranlar sektörünün/mesleğinin en iyisi olamadığında onlara güç verecek kutsal amaçlarından yoksun kalırlar. Klasiklere dönecek olursak, Volvo’nun güvenliği amaç edinmesi varoluş nedenidir. Apple’ın teknoloji ile insanların hayatlarını basitleştirme amacı varoluş nedenidir. Starbucks’ın ev ve iş dışında üçüncü bir adres olma amacı varoluş nedenidir. Tesla’nın alternatif yakıtlı araçlar üretme amacı varoluş nedenidir. Blackberry’nin varoluş nedeni olan cep bilgisayarı ve telefonu birleştirme amacı elinden alındığında yok olmuştur. Nokia cep telefonlarında yenilikler sunma amacını yitirdiğinde yok olmasa da piyasadan silinmiştir. Amacı yok olan (veya hiç olmamış olan) markanın pazarlama çalışmaları da dengesizleşmeye, ürün odaklı olmaya başlar çünkü tüketicilere vereceği başka mesajı kalmaz. İnsanda da, markada da Martin Luther King gibi, Apple gibi ‘Bir Hayali’ yani bir amacı olanlar kitleleri peşinden sürükler. Bu, bir telefona rakiplerinden daha çok para vermeyi kabul etmenizin en basit nedenidir; siz bir telefona sahip olmaz, bir hayat amacına ortak olursunuz!
1 Comment