İnternet Üzerinde İfade Özgürlüğü

İnternet Üzerinde İfade Özgürlüğü

12 Ekim tarihli “Apple News, Çin Seddi’ni Aşamıyor” haberimizde belirttiğimiz gibi Apple, haber uygulamasını Çin’den çekmişti. Bunun nedeni olası devlet sansürü ile uğraşmak istememesi olarak tahmin ediliyor.

Türkiye’de ise “Facebook ve Twitter’a Neden Giriş Yapamadık?” haberinde belirttiğimiz gibi 10 Ekim tarihinde yaşadığımız terör saldırısı sonrası internet bağlantısında sıkıntılar yaşanmıştı. Re/Code sitesinde yayınlanan haberde, hem Çin hem de Türk hükümetinin sansür uygulamasına pek yabancı olmadığından bahsediyor. Basın özgürlüğü indeksinde Türkiye 180 ülke arasında 140. sırada, Çin ise dibe yakın.

Silikon vadisi girişimleri büyüdükçe yeni pazarlara yelken açsa da, bu pazarlardaki katı yasal düzenlemeler sebebiyle, ifade özgürlüğüne bağlılıkları ve yasalar arasında ikilemde kalıyorlar. Bunun en büyük örneği ise Google’ın Çin ile ifade özgürlüğü konusunda anlaşamaması ve 2010’da ülkeden çıkmasıdır. Bu yüzden o yıldan bu yana Xiaomi gibi Çinli üreticilerin telefonlarına koydukları Android işlerim sistemi üzerinde Google’ın kontrolü yok. Bunun sonucunda ise uygulamalardan elde edebileceği gelirden mahrum kalmış durumda. Ve şu sıralar, ülkeden çıkışından 5 yıl sonra, tekrardan Çin pazarına girmeye çalışıyor. Geçtiğimiz ay Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ABD gezisinde silikon vadisini de ziyaret etti. Bu ziyareti birazda vadi ile ilişkileri yumuşatma amaçlı görünmekle birlikte, ülkesinde iş yapmanın karşılığında yönetim ile işbirliği içinde olmaları gerektiği mesajı verilmiş. Yani gene ifade özgürlüğünden ödün vermeleri istenmiş. Bu gibi sorunlar sadece Amerikan şirketleri ile sınırlı değil tabi ki. Geçen yıl Güney Kore’de KakaoTalk adlı popüler mesajlaşma servisi konuşma kayıtlarını devlet ile paylaştı. Hindistan’da “kırıcı” yorum yapanlara hapis cezası veren yasa kabul edilmişti ve bir hukuk öğrencisinin liderliğinde iki yıl süren kampanya sonunda Mart 2015’de yüksek mahkeme yasayı veto etti.

Şu anda görünen iki grup var. Birincisi ifade özgürlüğü taraftarı olan şirketler ve yöneticileri, öbür tarafta ise Çin ve benzeri politikalar ile ifade özgürlüğünu sınırlandırıp şirketleri hizaya getirmeye çalışan hükümetler. Ve görünen o ki hükümetler bu süreçte daha önde.