Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun adil kullanım kotasının 02:00 ve 08:00 arasında uygulanmaması yönünde verdiği karar sonrasında tüketicilerin aklında pek çok cevapsız soru oluştu.
Adil kullanım kotası, internet servis sağlayacılarının(ISS) internet tüketimini kontrol altında tutabilmek ve mevcut internet altyapısını en stabil şekilde devam ettirebilmek için belirli bir indirme boyutu sonrasında hızın 3 megabit’e düşürülmesiydi. Fakat aylık ortalama download miktarının 60 – 70 GB civarlarında olması nedeniyle pek çok tüketici ayın ortasında ya da sonuna doğru hızının 3 megabit’e düşürülmesinden şikayetçiydi. Bu sisteme yönelik bir başka eleştiri ise adil kullanım limiti aşıldığında 100 megabit kullanan tüketicininde 16 megabit kullanan tüketicininde 3 megabit’e sabitlenmesiydi. Yani hız düşüşündeki oranın alınan internet hızıyla orantılı olmayışı da tüketicileri kızdıran bir başka sorun idi.
Örgütlenen tüketiciler internette yer alan forum siteleri, imza siteleri ve sosyal medya aracılığıyla sesini bir şekilde BTK’ya duyurmayı başardı. BTK tüketicilerden gelen bu mesajlara kayıtsız kalmayarak tüketicileri gözeten bir karara imza atıp adil kullanımının 2018 sonuna kadar kaldırılmasını ISS’lerden talep etti. ISS’ler bu doğrultuda 02:00 ve 08:00 saatleri arasındaki kullanımların adil kullanım kotası kapsamında sayılmayacağını duyurdu.
Fakat tüm bu süreç sonunda ISS’ler, adil kullanımlı paketlerden ziyade yeni kotalı tarifeleri ürün grubuna ekleyerek akıllara kotalı internet dönemine geri mi dönüyoruz sorusunu getirmeye başladı…
Forumlarda yer alan pek çok tüketici ve çeşitli teknoloji siteleri internet servis sağlayacılarıyla iletişime geçip bilgi almaya çalışsa da verilen cevaplar tüketicilerin zihinlerindeki sorulara cevap olmaktan ziyade yeni soru işaretleri oluşturdu.
Webtekno’nun hazırlamış olduğu şu videoya göz atmanız, adil kullanım kotası konusundaki karışıklığı anlamanıza yardımcı olacaktır.
ISS’lerin tüketici lehinde adım atmaları gerekirken adeta göz korkutmak için pek çok kotalı paketi ürün grubuna dahil etmesi, kota aşımı için fahiş fiyatlar istemesi ve markalarının müşterilerin akıllarındaki sorulara net cevap vermemesi internet hizmetine yönelik pek çok şaibeyi akıllara getiriyor.
Özellikle pazarlama iletişimi bağlamında, ISS markalarının bu göz korkutma ve gereğinden fazla ticari kaygılarla adım atarak bir açıklama yapmak yerine kotalı paketleri ürün grubuna dahil etmesi, kriz yönetimi konusunda henüz yeterli kurum kültürünün oluşmadığını gösteriyor. Bu sorunlu yaklaşımın temelinde esasen ISS sektöründe yeterince rekabetin oluşmamış olması yatıyor. Çünkü ülkemizde internet ve telefon altyapısı bir marka bünyesinde bulunduğu için diğer internet servis sağlayıcıları altyapı ve insani yatırımları marka vizyonları doğrultusunda şekillendirmekte zorlanıyor. Piyasa da yer alan pek çok ISS markasının port yok, belediye izni yok, mülkiyet sahibi ISS’in bizden talep ettiği veri ücretleri yüksek şikayetleri aslında nasıl bir sorun sarmalının içinde olduğumuzu gösteriyor. Rekabetin yeterince gelişmediği bir ortamda ise pazarlama ve müşteri ilişkileri yönetimi kültürü maalesef yeterince gelişemiyor.
ISS servis sağlayıcılarının içinde bulunduğu bu pazarlama iletişimi yaklaşımı klasik pazarlama anlayışının öncesindeki süreçleri çağrıştırsa da BTK’nın bu konuda taviz vermeyen bir tutum sergilemesi ilerleyen günlerde bu sürecin tüketici lehinde sonuçlandırılacağının sinyallerini veriyor.
Yorum Yap