Haydi gelin bir hikaye okuyalım ve değerlendirelim;
Eğer bütçesi olan bir firmada çalışıyorsanız, pazarlama dünyası içerisinde bir çok yeni projeye imza atabilme şansına sahipsinizdir. Kampanyanız için ilan çalışabilir, açık hava kullanımı yapabilir, TV, radyo, web/mobil mecralarda boy gösterebilir, pazarlama iletişimi dünyasının yıldızı olabilirsiniz. Bir çok çözüm ortağı için bulunmaz “dost”sunuzdur. Bir anda kapalı grup davetlerin vazgeçilmez konuğu olursunuz, e-posta, telefon, sosyal ağlardaki ratinginiz engellenemez bir yükseliş içerisindedir. Baş döndürücü şekilde tam bir ilgi arsızı olmuşsunuzdur. Yılbaşı döneminde harika hediyelerin ismisinizdir. Bayramınız, seyranınız kutlanırken doğum günlerinizde özel sürprizlerin baş kahramanı oluverirsiniz. Bir telefonunuzla çözemediğiniz iş neredeyse olmaz. QF Bey, LY Hanım nasılsınız? gününüz harika geçmeli, size sunduğumuz eşsiz ayrıcalıklar için lütfen davetimizi kaçırmayın, size özel indirimlerimiz için sizi mutlaka mağazamıza bekliyoruz, YK başkanımız sizinle görüşmek isterler, dilerseniz sizinle boğazın beyhude (!) bölgesinde eşsiz bir yemek eşliğinde yeni dönem kampanyaları konuşalım… Her şey büyüleyici ve belki de tam olması gerektiği gibidir. Boy boy çıkan iletişim çalışmalarıyla kariyer egonuz okşanırken, çözüm ortaklarınızın ve potansiyellerin gözdesi oluverip şımartılmışsınızdır. Platinium kartlar, Gold paketler, extra large ayrıcalıklar, Business Level cardlar vs. vs. ajandanızda ve cüzdanınızdaki hakettiği yeri almıştır artık…
Tüm şaa şaa’lı kampanyanın ardından, gerek ekonomik etkenler, gerek hedef kitle iletişim problemleri, gerek yanlış stratejiler vs vs. yüzünden satışlarınızda gerekli ivmeyi yakalayamamış, karlılığı yeterli seviyeye ulaştıramamışsınızdır. Yönetiminiz, 4x 360 derece yapmaya çalıştığınız iletişimden yeterli dönüşün olamadığını ve bir sonraki kampanya sürecinde, sınırlı bütçe ile yola devam etmenizi mecburi kılmıştır. Yeni projede Mecidiyeköy’ün alnındaki binada giydirmeniz olamayacaktır, ayılarak bayılarak aldığınız stadyum bannerları, havalimanı raketleri, radyo spotları, hafta sonu gazetelerindeki broşürleriniz olmayacaktır, planlama ajansınıza üzülerek bu projede mecra kısıtına gideceğinizi ve tenis kulübündeki özel alanı da kullanamayacağınızı iletmişsinizdir artık. Yavaş yavaş telefonlar susmaya başlamış, e-mailler azalmış, pazarlama duayenlerinin katıldığı sempozyum ve kongreleri aylık pazarlama ve iş dünyası dergilerinden öğrenmiş olmaya başlamışsınızdır. Doğum gününüzde de, yılbaşında da o sürprizli paketler artık yoktur. Evet tahmin ettiğiniz şekilde “lost” olmuşsunuzdur. Birkaç vefalı iş ortağınız dışında ne arayan vardır eskisi gibi, ne de soranınız. Bayrak düşmüştür artık…
Bu hikayemiz de bize O gerçeği kulağımıza fısıldar; Bütçen varsa “dost” yoksa “lost”sundur…
Güzel değerlendirme ve sektör özeti. Başarılar.
Oğuz Bey merhaba, çok teşekkür ederim. Keyifli günler dilerim