Restoranlar için menüler hazırlanırken belki hiç duymadığımız bir taktik izleniyor. İsmi “yem etkisi”.
Afilli bir etki türü, isminden ötürü. Tabire hemen geçmeden merak uyandırma isteğini de artıran cinsten.
Geçeyim mi?
Yem etkisi şudur: Restoranda menü listelerinin başına en pahalı yemeğin yerleştirilmesi ve ardından gelen ürünlerin daha makul fiyatlarla dizilmiş olması. Esasında ilklerin ardında gelen fiyatlar da çok makul değildir. Fakat, liste başındaki fiyatlar yüzünden kabul edilebilir görünüyor. İşte bu etki tamı tamına Yem Etkisi.
Menülerde fiyatı yüksek olan yemekler genellikle iştah kabartan sıfatlarla, yabancı sözcük harmanlamalarıyla, bilinmez şaşalı isimlerle abartılır. Düşük fiyatlılara ise, böyle herhangi bir süsleme yapılmıyor. Pahalı olan ürünler listenin başında yer aldığı gibi, grafiklerle, fotoğraflarla da abartıya devam ediyor; yemek daha da ilgi çekici hale getiriliyor.
Restoran sahiplerinin tüketicinin algısının şifrelerini çözüp, menülerden küsuratlı fiyatları kaldırmaları da sektörün bilinmezlerinden ve taktiklerinden. Bu taktiğin adı ise, Nöromarketing nimeti ile gelişiyor. Nöromarketing, son dönemlerin pazarlama trendi halini aldı. Reklam ve pazarlama literatürüne hızlı girişi ve kullanım oranının yanı sıra sağladığı geri dönüşlerle, sayılı markaların pazarlama taktiklerinin başını çekmekte.
Nedir derseniz, tanımı bilim içermesinden dolayı biraz ürkütebilir. Kısaca değinecek ve bilenlere de bir kez daha anımsatacak olursak; “beyin bilimi” ile pazarlama birlikteliğinden ortaya çıkıveren bir tanımı var. İnsan beyninin pazarlama uyarıcılarına verdiği cevap, nöropazarlama tanımının en net ortaya konuşu. Nöropazarlama, pazarlamacılara, tüketiciyi satın almaya yönlendiren nedenlerin ardında ve temelindeki hususu anlama konusunda büyük yardımcı olur.
Şimdi, restoran sahiplerinin menülerden küsuratları çıkarma konusuna tekrar dönelim. Bu küsuratlı fiyatların verdiği rahatsızlık, fMRI (beyin fonksiyonlarının görüntülenmesi) çalışmalarıyla bulunmuş. Hummalı bir çalışma eseri olduğu açık. Yanı sıra, ciddi bir kavram olan ”Pain of Paying”i, yani para harcayacak olmanın, tüketicinin bünyesinde yarattığı acıyı artırması durumunu tespit eden akıllı restoran sahipleri, küsuratları yanlarındaki büyük rakamların yanından silmişler ya da halk tabiriyle düz hesap yapmışlar.
Biz de gittiğimiz o lüks restoranlarda “aa fiyatı diğerlerine göre ne kadar uygun” dediğimiz, adını bilmediğimiz “Lavospesiyalette” yi “Boen Corn Soslu” bilmem neyi kandırılarak yedik😊
Leave a Comment