Pazarlama, pazarlama iletişimi, marka yönetimi denildiğinde ilk akla gelen iletişim türü B2C (Business to Costumer) iletişimdir. Çünkü konuşacak söz ve alan daha fazladır. B2B (Business to Business) iletişim türü daha formal, daha geleneksel iletişim modeline sahipken, artık B2B için de rüzgarın yön değiştirdiğine tanık olmaya başlıyoruz…
Bir ürün veya hizmet üreten firmalarda birbirinden farklı iletişim yaklaşımı görebilmekteyiz. Firma, faaliyetlerini sadece B2B, sadece B2C, veya hem B2B hem B2C alanlarında gerçekleştiriyor olabilir ve iletişim stratejilerini de bu hedef doğrultusunda yönetir.
Genellikle pazarlamacılar için en iştahlı, en keyifli alan B2C alanıdır. Neden mi? Ticari araç ve binek araç sektöründe yer alan firmanın marketing ekibinde “binek araç” grubunda olan kişi kendini, “ticari araç” grubunda olan kişiden mesleki tatmin olarak daha iyi ve şanslı hissediyor olabilir. Çünkü binek araç ile ilgili ürün ve hizmetler için yapılan iletişimde genellikle geniş iletişim araçları seçebilir, daha fazla bütçeye sahip olabilir, daha yaratıcı, renkli bir iletişim dili kullanabilir ve yapılan çalışmaların yansımalarını daha hızlı görebilirsiniz. Bununla birlikte B2B iletişim takımında görevli kişi ise daha sınırlı, daha geleneksel iletişim kanalları kullanmak ve çizgileri daha kalın bir alan içerisinde çalışmak zorunda kalabilir.
Ancak günümüzde B2B iletişim alanı fuar, kongre, konferans veya katalog çalışmalarının ötesine gitmeye başladı. Değişen ve gelişen ticari atmosfer, B2B iş kolunda olan firmaların iletişim faaliyetlerini farklılaştırma gerekliliğini ortaya çıkardı. Geçmiş yıllara göre B2B iletişim faaliyetlerinde daha köklü marketing stratejileri oluşturulmaya başlandı. Nihai tüketici iletişiminde kullanılan CRM’in B2B’deki etkinliği gözle görülür şekilde arttı. Müşteri datası cirosal datanın ötesine geçerek, B2B alandaki karar vericilerin duygularına hitap etmeye, bayileri veya potansiyel müşterileriyle özel kapalı grup etkinlikler aracılığıyla bağ oluşturmaya ve bu etkinliklerde kurulan bağın, gerek dijital gerekse klasik kanallar üzerinden devamını sağlamak üzerine stratejiler oluşturulmasına neden oldu. Satın alım kararı veren kişinin tuttuğu takım, doğum günü vs. gibi kişisel detayların ötesine geçerek iş yaşamını kolaylaştıracak, mesleki başarısına katkı sağlayacak detayların anlatımına önem verilmeye başlandı. Ürünün şirkete sağlayacağı faydaların yanında kendisine mesleki anlamda hangi avantajları sağlayacağına kadar daha derin bir ilişki yönetimi modeli oluşmaya başladı. Bu derin ilişki yönetiminin temelinde ise “sürüdürülebilir ilişki” yönetimi yatmaktadır. Bu yöntem ile kişisel tatmin ve B2C iletişimin vazgeçilmez amaçlarından olan “Mutluluk” misyonu B2B alana transfer edilerek; “Mutlu eden” tedarikçi, çözüm ortağı, iş ortağı” tanımını yaratmak ve yaşatmak hedeflendi.
Sürüdürülebilir ilişki yönetimini kurgularken B2C görünümlü B2B iletişimleri geleceğin parlayan yıldızı olacak gibi görünüyor.
Leave a Comment