Paternalist ve pazarlama bugüne kadar yan yana görmeye çok alışık olmadığımız 2 kavram olarak karşımıza çıkıyor.
Paternalist devlet, paternalist lider, paternalist düşünceden sonra artık şirketlerde ”Paternalist Pazarlama” kavramından yararlanıyor. Sokrates ve Platon’un siyaset felsefesi fikri olan “Paternalizm; aile yönetimi ve devlet yönetiminin bir modeli” prensibine dayanan, kararların rehber ve ideal kabul edilen kişi veya kişilerce alınmasını öngören yönetim sisteminin adıdır. Halk arasında ”Babacılık” olarakta bilinen bu sistem, bireyleri etkileyerek kendi düşünceleri dışında bir düşünceye yönlenmesini sağlamaktadır.Felseficiler tarafından bu şekilde tanımlanan Paternalizm günümüzde şirketlerin pazarlama stratejilerini destekleyici unsurlar arasında yerini almıştır.
Temelinde yatan düşünce, toplum içerisinde bulunan yetkin kişilerin diğer insanları yönetmesi ve yönlendirmesi sonucunda gerçekleşen durumların toplumun yararına olacağıdır. Pazarlama kavramında insanların yani müşterilerin farkında olmadan maruz bırakıldığı bu sistem ihtiyaçlarımızın bireysel olarak belirlenmesinden sıyrılıp başka kişiler tarafından saptanmasına yol açmaktadır. Bu şekilde satın alma eğilimlerine yön veren şirketler gerçek ihtiyaçlarımızın dışında olan şeylere fazlasıyla sahip olmamıza neden olmaktadır. Tüketim toplumu olmamızın temel unsuru olan bu prensip bizleri memnuniyetsiz ve mutsuz bireyler olamaya itmektedir. Pazarlama stratejilerinin içerisine yerleştirilen paternalist yaklaşımın birçok örneğiyle her gün karşılaşıyoruz. En basit örneği ise ünlü kişilerin markaların reklamlarında oynaması, bunun dışında sosyal medya içerisinde kanaat önderi olan, topluma yön veren kişi yada sayfalar tarafından markaların tanıtımının yapılıyor olması diğer insanların satın alma kararını etkileyerek Paternalist yaklaşımı amacına ulaştırmaktadır.
Düşüncenin çıkış noktası olan siyaset modeli tarafından örnek vermek gerekir ise; Devletin kendi tercihlerini bireysel tercihlerin yerine geçirmesi, sonra da yasa ile buna uymayanlara yaptırım uygulaması açık bir paternalizmdir. Alkol satışını sınırlandıran yasa bunun iyi bir örneğidir. Alkol, bilimsel olarakta kanıtlanmış insan sağlığına zarar veren bir içecektir. Devletin ödevinin ise vatandaşların iyiliğini düşünmek, onları korumak olduğu yadsınamaz bir gerçektir fakat bunları bireylerin temel hak ve özgürlüklerini çiğnemeden gerçekleştirmesi gerekmektedir.
Leave a Comment